8.12.2014
MUTGG
Geri çekilmeden sonra tekrar alım fırsatı...
Merak edenler hisse hakkında diğer yazılarımı okuyabilir.
4.12.2014
MUTLU YATIRIM PROJE VE GAYRİMENKUL GELİŞTİRME, MUTGG
Bir ay önce benle işleme girenler için MUTGG (Mutlu Yatırım Proje ve Gayrimenkül Geliştirme) satış için uygun bir seviye yalnız formasyon hedefi çok daha yukarılarda.. Bir ayda %40'a yakın kar az da sayılmaz.
17.11.2014
TÜRKİYE'DEKİ YATIRIM ARAÇLARININ 2000-2013 YILLARI ARASINDA GETİRİ KARŞILAŞTIRMASI
Bireyler tasarruflarını güvenli yerlerde
saklamak veya değerlendirmek ister. Türkiye ekonomisindeki gibi bir
enflasyonist ortamda yatırıma dönüştürülmeyen tasarruflar değerlerini
kaybederler, bu yüzden bireyler artık gelirlerini en iyi şekilde değerlendirmek
ister. Piyasada birçok finansal yatırım aracı
19.10.2014
Oyunun Sonu - Margin Call
2008 finansal krizinde büyük bir yatırım bankasının iflas olma sinyalleriyle başlayan yaklaşık bir buçuk günlük süreyi anlatan bir film. Olaylardan anlaşıldığı üzere bu banka Lehman Brothers.
Filmde yatırım bankası müşterilerine yüksek riskli yatırım araçları satarak büyük miktarda para kazanmaktır. Yatırım bankasındaki çalışanlar zeki ve lüks içinde yaşayan insanlardır. Bir gün bu çalışanlardan iki tanesi işlerin kötüye gittiğini farkeder ve üst yönetime durumu açıklamaya çalışırlar. Tabiki müşterilerin bundan haberi yoktur...
Filme dikkat çeken çok iyi bir Wall Street sözü vardır: “There are three ways to make a living on this business: be first, be smarter and cheat.” ( Bu piyasada iş yapmanın üç yolu vardır: İlk ol,daha zeki ol ve hile yap.”)
Yapım: 2011
IMDB puanı: 7.4
İyi Seyirler...
1.10.2014
MUTLU YATIRIM PROJE VE GAYRİMENKUL GELİŞTİRME, MUTGG
Bildiğiniz gibi Mutlu Akü’nün bazı gayrimenkulleri (Kartal
ve Bursa’daki araziler) Mutlu Yatırım Proje ve Gayrimenkul Geliştirme A.Ş
firmasına kısmi bölünme ile aktarıldı. Türker ailesi Mutlu Akü’yü satıp
Gayrimenkul işine girdi.
Sonrasında şirket payının %75’i Türker Yatırım
29.09.2014
MUTLU YATIRIM GAYRİMENKUL MUTGG
Grafikte göründüğü gibi teknik olarak al sinyali vermiş. En kısa zamanda sebebleriyle birlikte yazmaya çalışacağım. Şimdilik geç kalmadan burada koyayım dedim.
28.09.2014
DOW TEORİSİ
Teknik analizin
temelini oluşturan teori Dow Teorisidir. Gazeteci olan Charles Dow tarafından
ortaya atılmıştır. Bu teorinin asıl amacı, hisse senetleri fiyatlarındaki uzun
dönemli trendlerin ortaya konulması ve açıklanmasıdır. Charles Dow geride
bıraktığı tek eser Dow Kuramı değildir. Bana göre bıraktığı en önemli eser
herkesin bildiği bir endeks olan Dow Jones Endeksidir.
Dow Teorisinin temel
varsayımları;
- Ortalamalar her şeyi iskonto eder; Burada bahsedilen ortalama piyasa genelini gösteren endekstir. Geçmişte olanlar, şimdi olanlar ve gelecek için olan beklentiler piyasaya yansımıştır. Dolayısıyla fiyatları anlayarak işlem stratejimizi belirleyebiliriz.
- Piyasada üç tür fiyat hareketi bulunur; Yani piyasada 3 tür temel trend vardır. Ana trend, ikincil trend ve günlük dalgalanmalar. Ana trendler aylarca yıllarca devam ederler, ikincil trendler haftalarca ve aylarca devam eder, günlük dalgalanmalar ise günlerce haftalarca devam eder. Günlük dalgalanmalar hatta ikincil trenler manipüle edilebilirler ancak ana trendlerin manipüle edilmesi imkansızdır.
- Ana trenler 3 aşamada meydana gelir; İlk aşamada fiyatlar düşerken bilinçli yatırımcılar alıma geçerler (toparlama dönemi), ikinci aşamada fiyatlar yükselmeye başladıkça diğer piyasa oyuncuları alıma geçer (boğa piyasası), son aşamada ise öncelikle bilinçli yatırımcılar elindeki malları satmaya başlar sonrasında diğer yatırımcıların satıma geçmesiyle (ayı piyasası) 3 aşama tamamlanır.
- Ortalamalar veya göstergeler birbirini desteklemelidir.
- İşlem hacmi trendi desteklemelir.
- Trendin değiştiğine, bittiğine dair işaretler alınana dek trend bitmemiş, hala geçerli demektir.
TEKNİK ANALİZ NEDİR ?
Piyasada herhangi bir
enstrümanı alıp satmak için öncelikle analiz yapılmalıdır. Bu analiz türlerinin
en yaygın kullanılanları teknik analiz ve temel analizdir. Bu makalede teknik
analiz nedir ne değildir, ne işe yarar ve biraz da teorik kısımlarını
inceleyelim.
Teknik analiz hisse
senedi, döviz, emtia vb. enstrümanların geçmiş dönem fiyat hareketlerine bakılarak
yapılır. Litaretürde bilindiği gibi tanımlarsak; teknik analiz bir finansal
enstürümanın fiyatının gelecekte nereye gideceğini, geçmiş fiyat hareketleri
analiz edilerek tahmin edilmesidir. Burada yanlış olan şey teknik
analizin geleceği tahmin edeceğinin belirtilmesi. Hiçbir analiz türü geleceği
tahmin edemez yalnızca eldeki veriler ışığında gelecekteki olması muhtemel
hareket senaryoları oluşturabilir. Bu senaryolar birden çoktur her zaman. Bizim
teknik analizi kullanma sebebimiz olası senaryolar gerçekleştiğinde buna karşı
nasıl bir davranış ile tepki vereceğimizdir.
Teknik analiz yapanlara
teknisyen, teknik analizci gibi isimler verilir. Teknik analizciler olayların
neden sonuç ilişkisine bakmadan sadece geçmiş performans ölçüleriyle olası
senaryolar belirler. Teknik analizin temel varsayımları şunlardır;
- Geçmişte olan herşey fiyatlara yansımıştır.
- Bir malın yada hizmetin fiyatı arz ve talebe göre oluşur.
- Bir malın yada hizmetin talebi rasyonel yada rasyonel olmayan faktörlerce belirlenebilir.
- Finansal enstrüman fiyatları genelde trenler halinde hareket etmektedir.
- Trenler halinde meydana gelen fiyat değişiklikleri grafiklerinde görülebilmektedir.
- Bu değişikler tekrarlanabilmektedir.
Teknik analizle ilgili
bazı kavramları açıklarsak;
Destek:
Fiyat düşerken satış baskısının sona erdiği, alışların arttığı ve fiyatların
aşağıya gitmekte zorlandığı seviyedir. Destek noktası geçmişte oluşmuş olan
fiyat dalgalanmalarının en düşük ve yüksek fiyat seviyelerine yatay çizgi
çekerek bulunur.
Direnç:Fiyat
yükselirken alışların azaldığı, satışların arttığı fiyatların daha yukarı
gitmekte zorlandığı seviyedir. Yine destek seviyesinde olduğu gibi geçmiş fiyat
dalgalarının en yüksek yada en düşük seviyeleri kullanarak bulunur.
Ayı
Piyasası: Aşağı yönde trendin oluşacağı muhtemel, düşüşün
beklendiği, satışların hakim olduğu piyasadır.
Boğa
Piyasası: Beklentilerin olumlu, yukarı yönde trendin oluşması
beklenen, alıcıların hakim olduğu piyasadır.
Açığa
Satış: Henüz sahip olunmayan, düşüş beklentisinin olduğu
finansal enstrümanın ödünç alınıp piyasada satılma işlemidir.
Trend:
Fiyatların
belli bir eğimle yukarı yada aşağı yönde belli bir alan içerisinde istikrarlı
ilerlemesidir.
Trend
Kanalları: İki tür trend kanalı vardır. Biri aşağı yönlü
diğeri yukarı yönlüdür. Yükselen trendlerler tepelerle dipler paralel çizgi
içerisinde hareket eder yukarı yöndedir. Düşen trendlerde yine aynı şekilde
oluşur ancak eğimi aşağı yönlüdür.
Bunlar temel olarak
teknik analiz terimleridir. İşlem stratejisi olarak nasıl kullanacağı sonraki
makalelerde açıklanacaktır.
20.09.2014
Sistematik Olmayan Risk Türleri
Sistematik olmayan risk ise, finansal
varlıkların ait oldukları işletmelerden ya da bu işletmelerin faaliyette
bulundukları endüstriye ait bir takım özelliklerden ve değişimlerden
kaynaklanan risk türüdür. Sistematik olmayan riskte sistematik riskin tersine,
çeşitlendirme yoluyla, portföye farklı sektör ve firmalara ait hisse senetleri
alınması ile portföyün riski azaltılabilir. Yatırımcılar şirketler hakkında
araştırmalar yapıp, finansal sorun yaşayan, kötü yönetilen, faaliyetlerinde
başarı gösteremeyen, söz konusu firmanın hisse senetlerini portföylerine dahil
etmeyerek, riski azaltabilirler.
Sistematik olmayan risk toplam riskin
firmaya ya da firmanın içinde bulunduğu sektöre özgü kısmını ifade eder.
Sistematik olmayan riskte ekonominin genel koşulu önemli değilken, sektör ve
firmanın genel durumu bu risk türünü belirleyicisi olmaktadır. Sistematik
olmayan bazı risk türleri şunlardır:
- Firmada grev olması
- Firmada önemli bir yöneticinin işten ayrılması veya iyi bir yöneticinin işe başlaması
- Rekabet gücü yüksek bir firmanın sektöre girmesi
- Bir turizm firmasının rezervasyonlarının iptal edilmesi vb.
a) Finansal Risk
Finansal risk işletmelerin finansal
yapısında yabancı kaynak kullanımlarından ileri gelen bir risk türüdür ve
finansal risk düzeyi işletme yönetimi kararlarına bağlı olarak
değiştirilebilir. İşletmelerin finansal kaldıraç derecelerinin yükselmesi, yani
banka kredileri tahviller gibi faiz yükümlülüğü getiren borç kalemlerinin
artması ve bu yükümlülüğün işletmece yerine getirememesi olasılığının artması finansal
riski ortaya çıkarır. Şirketin iflas etme sürecine girmesi, kredi borcunu ödeyememesi gibi durumların
yaşanması ihtimali bile firmaya yatırım yapanlar açısından bir risk unsuru
doğuracaktır. Ekonomide değişen koşullara ayak uydurmak firma için finans
yöneticisinin görevidir. Finansal riskin ortaya çıkması ve iyi yönetilmemesi
durumunda, bu riskle karşı karşıya olan işletmeler iflasa sürüklenebilir.
Yatırımcılar finansal yapısı güçlü olan işletmelerin hisse senetlerini alıp
risklerini azaltabilirler.
b)
Yönetim Riski
Bu risk türü genellikle firma
yöneticilerinin hatalarından kaynaklanan riski ifade etmektedir. Firma yönetim
sürecinde alınan hatalı kararların ve bunların uygulanmasında yapılan hataların
finansal varlığın verimini ve değerini olumsuz etkileme olasılığının doğması,
yönetim riskini ortaya çıkarır. Şirket yönetim hususundaki bilgilerin önceden öğrenilememesi bir risk unsuru
doğurmaktadır. Yatırım yapılan firmanın yönetim birimlerinin aldığı kararları
yakından takip etmek gerekir. Yönetim kurulu ve genel kurul kararları
yatırımcılar açısından sürekli takip edilmesi gereken kararlardır. Bu
kararlardan firmanın yönetim anlayışı değişimleri iyi tespit edilmelidir.
c)
İş Riski
İşletmenin faaliyet gösterdiği ortamdaki
değişimlerin faaliyet gelirine ve beklenen kar payına etkisinin bir sonucu
olarak ortaya çıkmaktadır. Söz konusu değişimler firmanın satışlarının ve
faaliyet karının olumsuz etkilenmesine yol açarak menkul kıymet getiri oranı ve
değeri üzerinde olumsuz etki eder. Bu risk türü firmanın faaliyetleriyle ilgili
riskleri oluşturur. Firmanın satışlarında yaşanan düşüşler, iş akışını
etkileyecek durumların ortaya çıkması, grevler, teknolojik değişimler, bu risk
türüne örnek teşkil eder.
Sistematik Risk Türleri
Sistematik risk bir önceki yazıda belirtildiği
üzere çeşitlendirme yoluyla azaltılamayan risk türüdür. Sistematik risk,
ekonomik, politik ve sosyal koşullardan kaynaklanır. Sistematik
riske örnek olarak şunlar verilebilir.
- Enflasyonda olan değişim.
- Sıkı para politikasına geçilmesi
- Faizlerde uzun süre değişiklik olmaması Dış ticaret sınırlamaları
- Komşu ülkenin savaşa girmesi vb.
a) Enflasyon Riski
Bu risk türünde fiyatlar genel
seviyesinin yükselmesi sonucu paranın satın alma gücündeki düşüş, yatırımların
verimliğini azaltması söz konusudur. Farklı türdeki varlıklar enflasyondaki değişimlerden farklı türde
etkilenmektedir. Sabit getirili menkul kıymetler enflasyon oranından olumsuz
bir şekilde etkilenirken, hisse senetleri, enflasyon artışıyla firmanın satış
ve karları artıyorsa olumlu şekilde etkilenmektedir.
b) Kur Riski
Kur riski ithalatçı ve ihracatçıyı
etkileyen bir risk unsurudur. İki ülke arasındaki para birimlerinin paritesi değişmesi
ticaret politikasının değişmesini beraberinde getirecektir. Malların
fiyatlarının yerli para cinsinden sabit kalması durumunda bile, değişen kurlar
iki ülkedeki malların fiyatlarını göreceli olarak değiştirmektedir ve arz talep
ilişkisi etkilenmektedir.
c)
Faiz Oranı Riski
Piyasadaki faiz oranlarının değişmesi
menkul kıymetlerin getirilerini de değiştirecektir. Diğer koşullar sabit kalmak
üzere, faiz oranlarındaki yükselmeler, menkul kıymetlerin fiyatlarının düşmesine
neden olmaktadır. Piyasa faiz oranlarının yükselmesi sabit getirili menkul
kıymetlerin fiyatını düşürür ve getirisini azaltırken, faiz oranlarındaki
düşme, faizden elde edilecek gelirin düşmesi yatırımcıyı hisse senedi gibi
menkul değerlere yöneltir bu da borsada işlem gören hisse senetlerinin değer
kazanmasını sağlar. Piyasada ucuz maliyetli kredi bulunabilmesi borsaya para girişini artırır ve
hisse senedi yatırımlarına olan talebin artması ve getirilerin yükselmesini sağlar.
d) Piyasa Riski
Politik ekonomik ve sosyal faktörlerin
yanında yatırımcının davranış ve tercihlerindeki değişimlerden kaynaklanan
risk, piyasa riskidir. Piyasada yaşanan ekonomik gelişmeler yatırımcı
kararlarını etkileyecektir. Ekonomik büyümenin yavaşlamaya başlaması, resesyon
tehlikesinin ortaya çıkması gibi kötü haberler borsanın değer kaybetmesine
neden olacaktır.
Piyasa riski, finansal varlık
fiyatlarının değişiminden kaynaklanan risktir. Özellikle son yıllarda internet kullanımın
artması piyasada dolaşan bilgilere yatırımcıların daha kolay ve çabuk
ulaşmasını sağlamakta ve bu da bir piyasa riski oluşturmaktadır. Piyasa da bir
hisse senedi hakkında olumsuz bilgilerin ortaya çıkması, kayıp yaşamak istemeyen
yatırımcıların ellerindeki hisse senetlerini bir an önce satmayı düşünmesine
yol açacak, söz konusu hisse senedi hızla değer kaybedecektir. Kredi notunun
artması, ekonominin krizden çıkışının hızlanması gibi iyi haberlerin ortaya
çıkması halinde bile, yatırımcılar işlemlerini alım yönünde yapacaklardır. Tüm
bu gelişmelerin önceden tahmin edilememesi ise piyasaya yönelik bir risk
unsurunu temsil etmektedir.
e) Politik Risk
Politik risk bir ülkede meydana gelen
siyasi ve toplumsal düzenin bozulmasına yönelik oluşan risk unsurudur. Örneğin
ülkede iç karışıklık çıkması, komşu ülkelerle siyasi gerginlikler yaşanması vb.
durumlar ortaya çıktığında ekonomik ve siyasi istikrarın bozulacağı düşüncesi
piyasalarda satış yönünde eğilim olmasına neden olacaktır.
Getiri ve Risk
'Getiri, kısaca yatırımın ödülüdür'. Bir diğer tanımda getiri, yatırımlara aktarılan kaynakların değer kazanması
durumunda elde edilecek kazançtır. Yatırımlar için getiri tek dönemlik ve çok
dönemlik olmak üzere ikiye ayrılır. Tek dönemlik getiri yatırımcının servet
artışını gösterir. Çok dönemli getiri ise her dönem için bulunan getiri
oranlarının ortalamasının alınması ile bulunur. Bu aritmetik ortalamadan da geometrik
ortalamadan da hesaplanabilir. Aritmetik ortalamada her dönem için elde edilen
getiriler toplanıp, toplam dönem sayısına bölünür. Geometrik hesaplama
yönteminde ise, hesaplanan getirilerin çarpımları, toplam dönem sayısı ile kökü
alınarak bölünür.
Hisse
senedine yatırım yapan yatırımcılar iki tür getiri elde etmek ister. Bunlardan
ilki hisse senedinin değer kazanmasına yönelik olan değer artış kazancı, diğeri
ise yıllık kardan dağıtılmasını bekledikleri temettü geliridir. Risk, işte bu
beklenen iki gelirin gerçekleşme olasılığını tanımlayan belirsizliğin objektif
ölçüsüdür. Bir menkul kıymete yatırım yapmanın en önemli unsuru, menkul
kıymetin riski ve getirisi arasındaki ilişkidir. Bir menkul kıymet için risk,
sistematik ve sistematik olmayan risk olmak üzere ikiye ayrılır ve bu iki
riskin toplamı toplam riski verir. Yatırımcılar en düşük risk düzeyinde en
yüksek getiriyi elde etmek ister. Bunun için yatırım yapılmak istenen yatırım
araçları arasındaki risk ve getiri düzeyleri çok iyi tespit edilmelidir.
Sistematik risk, ekonomik politik,
sosyal yapı ve bu yapıların değişkenliğinden ilerin gelen ve piyasadaki bütün
varlıkları etkileyen bir risk türüdür. Sistematik risk genel ekonomik
koşullardan etkilenir ve yatırım araçlarını etkiler. Bu risk türü, portföy çeşitlendirilmesi
yapılıp azaltılamayan risk türüdür. Sistematik olmayan risk ise yatırım
araçlarının kendilerine özgü olduğu risk, portföy çeşitlendirilmesi yoluyla
azaltılabilir risk türüdür. Genel olarak bakıldığında hisse senetlerinde
sistematik riskin çeşitlendirme yoluyla azaltılamamasının nedeni, hisse
senetlerin aşağı yukarı yönde bir diğerinin ardı sıra hareket etmesidir.
1.09.2014
KUR SAVAŞLARI
Bugün yeni bir kur savaşının
içindeyiz ve dolara yönelik yeni bir güven krizi yolda. Bu kez sonuçları
Nixon’un karşılaştıklarından çok daha kötü olacak. Son 40 içinde
küreselleşm
28.07.2014
USD-TRY, DOLAR TEKNİK ANALİZ
USD/TRY
Uzun süredir dolarda teknik analiz yapmıyorduk. Biraz doları
teknik olarak incelemekte fayda var.
Aylık olarak USD/TRY (dolar) paritesine bakarsak;
Yukarıda görüldüğü gibi eğer aşırılıkları saymazsak iki tane
yukarı yönlü kanalımız var. Birincil ana kanal paritede aşağı yönlü düşüşün
1.85 civarına gelebileceğini gösterse de genel ekonomiye baktığımızda böyle bir
şeyin olması söz konusu bile değil. İkincil kanala baktığımızda diğer kanala göre
momentumu daha yüksek, bu kanala göre de inebileceğimiz yer 2 TL
civarı ki şu an ki ortamda bu bile mümkün gözükmüyor. Ara desteğe bakarsak
(sarı çizgi) bu çizginin de gösterdiği gibi 2 TL güçlü bir destek, ayrıca 2 TL
psikolojik seviyedir. Eğer ardı ardına iyi haberler gelirse; 2 TL civarına
gelirsek, diğer jeopolitik riskleri saymasak bile FED’in faiz arttırma
politikasının yaklaşması ile yeniden dolara talep artacak tahminimce yerli
yatırımcılarda dolarizasyona devam edecek. Uzun vadede en azından 2.25
seviyesinin görüleceğini düşünüyorum.
Günlük grafikte bakarsak;
2013 aralık ayında 2.07 civarlarında bırakılan gap (boşluk)
grafikte gördüğümüz gibi kapatıldı. Ayrıca gap seviyesi altında 2.060
seviyesinde güçlü bir destek oluştu.Paritede genişleyen kanal kırıldıktan sonra
aşağı yönlü takoz ve kanal oluştu ve ikside yukarı yönde kırıldı. İki
formasyonda yukarı sinyal verdi ama dikkat edilirse paritede yataylaşma başladı.
Sarı renkle gösterdiğim fiyat dalgası ile RSI göstergesi divergence yani fiyat
gösterge uyumsuzluğu var.
Buna göre teknik sinyallere bakarsak yönümüz orta ve uzun
vade yukarı, kısa vadede ise haber akışına göre 2.06 güçlü destek yukarıda ise
2.15 güçlü dirençtir. 2.06 kısa stoplarda alım fırsatı olarak
değerlendirilebilir hedefi de 2.15 olacaktır. Yatay sıkışma alanının kırılması
ile de paritede sıçramalar olabilir.
25.07.2014
AĞUSTOS AYI
Temmuz ayı sona eriyor, bir çok önemli gündem içeren ağustos ayı geliyor. Gündem çok yoğun, önümüzde ise bayram tatili var. Bunun getirmiş olduğu bir takım ufak kar realizasyonları oldu ama piyasa hala Jeopolitik ve Avrupa’dan gelen riskleri görmezden gelerek bol para sarhoşl
17.07.2014
BİST, FED, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ, MOODY'S, IŞİD
Belli süre rahatsızlık geçirmem ve sonrasında yoğun
sınavlarımdan dolayı blogtan ve piyasadan koptum. İnsan sağlık problemi
geçirdiğinde hayatta ne kadar küçük şeylere üzüldüğünü farkediyor. Hayatta en
önemlisinin sağlık olduğunu tekrar hatırlıyor.
Neyse piyasalara dönersek FED cephesinde Yellen
22.06.2014
SPK EĞİTİM SEMİNERİ
İnternet üzerinden yapmış olduğum SPK eğitim semineri
başvuru sonucunun olumlu gelmesi sonrasında SPK seminerine gittim.
İlk gün geç kalkmam sonucu koştura koştura da olsa zamanında
yetişmeyi başardım. SPK binasına gireceğim için heyecanlıydım tabi bu arada SPK,
Süzer Plazada 3. Katta ! Karşısında MKK var. Plaza gerçekten çok etkileyici ama
SPK çalışanlarını küçük bir alana sıkıştırmışlar. İlk girerken güvenlik
karşılıyor yaka kimlik kartlarımızı verip konferans salonuna götürüyor. Sağda
ve solda odalar var garip kısaltmalar yazıyor kapı yanlarında. Kapı ve
pencerelerden odanın içi gözükmüyor. Konferans salonunda çay ve kurabiye ikramı
vardı. Çayımı alıp kurabiyelerden atıştırarak koltuğa oturdum.
İlk ders önemliydi SPK nedir ne değildir, kaç kişi çalışır,
olanakları neler, maaş durumları, işe alım süreçleri, çalışma saatleri gibi bir
çok önemli konu anlatıldı. Bu benim için seminerin en yararlı bölümüydü. Zaten
sonraki ders ve günlerde anlatılanlar tamamen okulda aldığımız derslerden
ibaretti.
İşe alım süreci şöyle işliyor. KPSS’den ilgili puan türünden
80 üzeri almak bazen 85.. KPSS sonrası eğer işe 20 kişi alınacaksa (SPK uzman
yardımcısı) 20 katı yazılı sınava çağırılıyor yani 400 kişi. Bunların içinden
20 kişi işe alınacağı için 2 katı yani 40 kişi sözlü sınava çağırılıyor. Ordada
genelde alanınızla ilgili olarak sorular soruluyor alan dışındanda tabiyki
istedikleri soruları sorabiliyorlar. Burdada eleme yapıldıktan sonra 20 kişi
işe alınıyor. İşe girdim ne güzel bütün sınavlar bitti diyemiyorsunuz maalesef…
J Duruma göre farklı bir
sürede olabileceği gibi genelde 6 ay çok sıkıştırılmış bir eğitimden
geçiyorsunuz. Yeni SPK uzman yardımcılarının dediğine göre günde 10 sınav oluyorlarmış.
Sonrasında yine belli aşamalar var. Belirli süre o merdivenleri çıkıyorsunuz.
Yetkili uzman, çalışma saatlerini yeni başlayanlar için sabah 8 akşam 8:30
arasında olduğunu söylesede uzman yardımcıları bunun minumum olduğunu belirttiler..
Uzmanlar ise sabah 9 akşam 17:30 arasında çalışıyorlar. İlk 3 yıl yoğun iş
temposu dolayısıyla evlenmenizi önermiyorlar, yükseklisans yakalanmazsanız
yapabiliyorsunuz ve sigara içenleri gerçekten sevmiyorlar.
Yeni çıkan 666 sayılı yasayla Türkiye’deki bütün uzmanlıklar
eşit maaşı alıyor. Yani bir tarım uzmanıyla sizin maaşınız aynı olacak ve
gerçekten çokta iyi bir maaş değil ben bunun için mi kendimi harap ettim
diyebilirsiniz ama SPK’da çalışmanın büyük avantajları da vardır bunlar; özel
sektöre geçişte yüksek pozisyonda işe başlama, belirli süre çalıştıktan sonra
size maaşınızı verip üstüne harcayacağınız parayıda verip yurtdışında yüksek
lisans doktora gibi eğitim masraflarınızı karşılamaları ve yine belirli bir
süre çalışma şartıyla SPK lisanlama belgelerine hiçbir sınava girmeden sahip
olmanızdır. İlk 3 yıl uzman yardımcısı olarak görev yapıyorsunuz sonrasında
yeterlilik sınavında başarılı olursanız artık SPK uzmanı oldunuz demektir tüm
kapılar size açılmaya başlıyor, yetkileriniz artıyor, çalışma saatleriniz
kısalıyor artık bağımsız çalışabiliyorsunuz genelde kimse size karışmıyor. 10
yıl çalıştıktan sonra ise mülakata girip Başuzman oluyorsunuz .Bu süreçten
sonra anlatılanlara göre özel sektör sizi tacize başlıyor. Bu noktadan sonra en
mantıklısı özel sektöre geçmektir. SPK’da maximum 7-8 bin maaş alırken onlar
size 2-3 kat daha yüksek maaş teklifiyle gelecekler zaten SPK’da kalıpta ne
yapacaksınız ki ? 10 yıllık çalışma sürecinden sonra kariyerinizde düşüş
başlayacak hep aynı şeylerle uğraşacaksınız memurlaşacaksınız devlet
hastanelerinde harap olmaya devam edeceksiniz.
Diğer günlerde anlatılanlar başta söz ettiğim gibi okulda
finans eğitimi veren bölümlerle anlatılanlarla aynıydı. Çoğu sunum İstanbul’daki
SPK uzmanları tarafından, bazı sunumlar Ankara’daki SPK uzmanları tarafından
internet ile bağlanarak ya da bizzat İstanbul’a gelmeleri ile yapıldı.
Daha önceleri SPK stajer alırken artık seminer veriyor. Bu
seminer 5 gün oluyor. Sabahçılar ve öğlen sonrası grubu var, ben sabahçıydım.
Seminer saat 9:30-12:15 arasında oldu. Bu yüzden seminer yetersiz kalıyor.
Benim açımdan SPK çalışma ortamını görmem, çalışma koşullarını öğrenmem çok
yararlı oldu.
Sonuç olarak SPK bir sıçrama tahtası olarak düşünülebilir.
İyi yerlerde iyi maaşlar alacağım ben diyorsanız ömrünüzün bir kısmını burada
geçirebilirsiniz sonrasında herşey daha kolay olacaktır.
18.03.2014
CDS NEDİR ? NE İŞE YARAR ?
Cds (Credit Default Swap),
Türkçe'de ise tam karşılığı olmasada kredi risk swapı yada primi 1995
yılında Jp Morgan tarafından literatüre girmiştir. CDS, bir kişi ya da kuruluşun, kredi
sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel
karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Yani bir çeşit kredi sigortasıdır.
Bir devletin tahvillerini
bir kurumun aldığını düşünelim. Böylece bu kurum tahvil getirisi için söz
konusu ülkeye borç vermiştir. Normal koşullarda kurum tahvil faizlerini ve
tahvilin nominal değerini vade sonunda geri alacaktır. Ancak bu ülkenin küçük
bir ihtimalde olsa borcunu ödememe temerrüte düşme riski var ve dolayısıyla
alacaklı kurum bu riskten korunmak isteyebilecektir. Böyle bir durum söz konusu
olduğunda kurum CDS işlemi yapan kuruluşa tahvilini götürecek ve belli bir
bedel karşılığında söz konusu devletin tahvil borcunu ödememesi durumunda
tahvil borcunu CDS şirketi üstlenecektir. Kurumun CDS şirketine ödediği bedele
veya prime CDS primi yada risk primi diyoruz.
Türkiye’den yola çıkarsak 22
mayıs 2013 FED’in tahvil azaltım sinyali devamında siyasi, politik riskler ve
kur riski ile birlikte kırılgan ülke durumunda oluşumuz sonucunda Türkiye
CDS’leri 2 kat arttı! Şu an 244 seviyesinde bulunmaktadır (18.03.2014). Bu
demek oluyor ki Türkiye tahvilleri alan ve CDS garantisini kullanmak isteyenler
tahvil değerinin %2,4 oranında risk primi ödemek durumundadır. Yani CDS ne
kadar yükselirse maliyette o oranda artmakta. Dolayısıyla bu ülkelerin
borçlanmaları daha yüksek maliyetli olmaktadır. Buradan yola çıkarsak
CDS’ler sadece borçlanma sigortası değil aynı zamanda o ülkenin
temerrüt riskini gösteren önemli bir göstergedir.
Günümüzde artık ülkelerin
kredi notlarına olan güven haklı olarak azalmaktadır. Nitekim 2008 krizinden
süregelen süreçte Rating kuruluşları kredi notları belirlemelerinde geç kalmış
aynı zamanda verilen derecelendirme notları konusunda adil davranılmadığı
spekülasyonları ile kredibilitesi azalmış ve yatırımcılar anlık durumu gösteren
CDS primlerini daha çok takip eder hale gelmiştir.
Piyasa tarafından düşünürsek genellikle CDS priminin düşmesiyle risk iştahı artmakta iken CDS'ler yükseldiğinde para güvenli varlıklara veya başka ülkere kaymaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)