Kaybetmemek için yatırımcının önünde iki yol vardır.Ya varolan trende göre borsada olmayacak, veya borsada olacak ve gerektiğinde stoploss kuralını harfiyen uygulayacak! Bu kural yatırımcının içinde bulunduğu piyasa, kategori ve hisseye göre değişiklik göstermektedir.Örneğin anatrend takibi yapan bir yatırımcı eğer İMKB gibi volatil bir piyasada ise çoğu bluechip hisselerinin her anatrend boyunca beş, on, hatta yirmi kat kazandırabileceklerini bilmeli ve 1000 TL'ye aldığı hissenin 10000 TL olmasını bekliyorsa %30-40lık geri çekilmeleri normal karşılamalıdır.Eğer aynı piyasada aratrend takibi yapıyorsa ve aldığı pozisyondan bir, iki veya üç kat prim bekliyorsa yine %20-25lik geri çekilmelerden korkmamalıdır.Eğer yatırımcı daha kısa vadeli trade yapıyorsa %3-5 veya %7 lik stoploss'u mekanik olarak hiç düştünmeden uygulamalıdır. Ayrıca yatırımcı, içinde bulunduğu tahtanın özelliklerini de bilmelidir.Spekülatif bir tahtada gün içinde %20 ve üstünde marjlar oluşurken %5'lik stoploss'un bir anlamı olmayabilir.
Stoploss kuralının borsanın uygulanması en zor kurallarından biri haline getiren nedenler nelerdir? Yatırımcılar neden sürekli düşen fıyatlara hipnotize olmuş bir şekilde bakakalırlar?Kaybetme korkusu en belirleyici duygu iken, neden insanlar kayıplarına bir nokta koyamazlar?
Borsa yatırımcısı X hisse senedini belli bir seviyeden (ömeğin 1000 TL) satın aldığında istisnai durumlar hariç üç olasılıkla karşı karşıyadır. Hissenin fıyatı ya yükselir, ya aynı seviyede kalır veya düşer. Piyasaya yakından bakan ve yoğun iletişim içinde bulunan amatör yatırımcıların çoğu birbirlerine benzer şekilde hareket ederler.Hissenin fiyatı yükseliyorsa satmaya meyillidirler. Yani 'karı kısa keserler'.Hissenin fıyatı yatay hareket ediyorsa 'sıkılıp satarlar' ve başka hisseler aramaya başlarlar.Hissenin fiyatı düşüyorsa 'düşüşe bakakalırlar'.Düşüşe bakakalmanın ilk dönemi en ağrılı dönemdir. Yatırımcı için gerek psikolojik, gerekse ekonomik açıdan en uygun satış dönemi bu dönemdir. Ancak bu dönemde yatırımcı sürekli olarak silkelendiğini veya oyuna geldiğini düşündügü için satış yapmaz. Zaten kayıp sineye çekilebilecek derecededir.Daha sonraki dönem, yani ikinci dönemin ağrısı daha az olsa da 'keşke daha önce satsaydım!' düşüncesi egemen olduğu için devam eden düşüş yatırımcı tarafindan kısmen kabullenmiştir.Üçüncü veya son dönemde ise ağrının nedeni tüm heybeti ile mevcut olmasına rağmen yatınmcı ağıyı hissetmez.O, mevcut durumu genellikle tamamen kabullenmiştir. 'Olan olmuş! Yapacak bir şey yok!' düşüncesi yatırımcıya hakim olmuştur.
Görülen o ki, insana ters gelse de yatırımcının kayıplarını kabulleniş derecesi kaybın büytüklüğü ile doğru orantılıdır.Yatırımcı, %10 kaybettiğinde sinirlenir, %40 kaybettiğinde hayıflanır, %80 kaybettiğinde ise kabullenir. Bu kabullenişin sonucu ise yanlış zamanda ve yanlış yerde uzun vadeci olmaktır.