15.09.2013

BİST, SURİYE VE EREĞLİ DEMİR ÇELİK

3 ay önceki bist analizimde millet mal toplarken ben 63.000 seviyesine düşebileceğimizi belirtmiştim.6-7 ay öncesinde doların 2 TL' nin üstüne çıkacağını söylemiştim, o zamanlar bu söylediklerime gülenler olmuştu ama nihayetinde gerçekleşti.Bunları 'demiştim' demek için değil; piyasalarda herşeyin olabileceğini söylemek için yazıyorum.

Geçen hafta Suriye'ye müdahale olasılığının azalması ile yeni yükselişler gördük.Tepki alımlarının geleceğinden bahsetmiştim Suriye olaylarının yatışması bahanesi oldu.

Bildiğiniz gibi ABD ile Rusya arasında anlaşmaya varıldı.Askeri müdahale şimdilik düşünülmüyor.Askeri müdahale olabileceğini belirtmiştim ama o da olmayacak gibi gözüküyor.Askeri müdahaleler yerine var olan problemleri siyasi olarak çözmeye çalışacaklar.Suriye'ye kimyasal silahlarını listelemesi için bir hafta verildi sonrasında bunlar bir yıl gibi bir süre içinde teslim edilecek böylece problemler çözülmüş olacak.Suriye'de kim kimyasal silah kullandı bunu hâlen kesin olarak bilemiyoruz ama problemler bir şekilde çözülecek piyasa açısından önemli olan budur.

Suriye olayları yatıştığına göre bundan sonraki en önemli bekleyiş FED toplantısı olacak.Bernanke'nin ağzından çıkan her kelime hayati önem taşıyacak bu hafta özellikle çarşamba günü acele karar vermemek lazım.FOMC beyanatı akşam açıklanacağı için borsa için olmasada döviz ve emtia piyasalarında işlem yapanlar acele karar vermemeli Bernanke'nin konuşmalarıyla mantıksızca yukarı aşağı hareketler olabilir.Bunlardan korunmak şart.En önemli beklenti ise parasal genişlemede azaltılmaya gidilecek mi gidilmeyecek mi ? Gidilecekse ne kadar miktar azaltıma gidilecek ? Ortalama 10 milyarlık tahvil alımı piyasada büyük oranda fiyatlanmış durumda.

Tahvil alımları aynen devam ederse altında ve eur/usd paritesinde hızlı yükselişler görebiliriz.Bunun yanında ertesi gün borsada da yine yükselişler gelebilir.Burada önemli olan yönün bir iki günlük değil kısa ve orta vadede devam edebileceğidir.

Tahvil alımları 10 milyara yakın bir miktarda azaltılırsa altın, eur/usd ve Bist'te düşüşler gelir.Buradaki durum yukarıdaki durumdan farklıdır çünkü zaten FED'in tahvil alımlarını azaltacağı piyasada büyük oranda fiyatlandı konuşma sonrasında gelecek hareketler geçiçi olacaktır biraz bekleyip sonra harekere geçilmelidir.Bist aşırı düşmüş durumda anlık tepkilerden sonra ucuz kalan hisselerde yukarı trenlerin başlayabileceğini düşünüyorum.

Eğer 10 milyar dolardan daha yüksek bir indirime gidilirse örneğin 20 milyar dolar gibi altın, eur/usd ve borsada hızlı düşüşler meyadana gelir.20 milyarlık bir indirim fiyatların içinde yok.Meydana gelen düşüşler anlık olmaz bir süre daha piyasayı kötü etkiler.

Yukarı durumlar basit temalar her olasılığı içermiyor.Örneğin Bernanke biz tahvil alımlarında 10 milyar dolarlık azaltmaya gidiyoruz yıl sonunda da 20 milyar daha indireceğiz derse ki diyebilir o zaman borsamıza yazık olur bu yıl borsa toparlayamaz.O yüzden FOMC beyanatı ve Bernake sonrası her kelime analiz edilmeli ona göre karar verilmelidir anlık kararlar en büyük zarar sebebidir.




Not arttırımı hikayesi ile balonlar oluşan borsada böyle bir düşüşün geleceği zaten belliydi tek sorun zamanını tespit etmekti.FED ve Gezi Parkı olayları bunun bahenesi oldu ve yabancılar paraları ceplerine indirip kaçtılar malesef yabancı girişi olmadan bizim borsada işler yürümüyor.%50 gibi oranlarda düşen hisselerimiz var böyle bir durumdayken borsa tabana yayılamıyor.

Teknik olarak 65 bin kanal desteğinden tepki geldi.Haftayı 72 bin direncinin hemen altında kapattık.Bu hafta FED kararı ve 72 bin direnci izlenmelidir.Dikkat edilmesi gereken bu direncin uzun vadeli bir direnç olması üstüne haftalık kapanışlar olmadıkça kırılmış sayılmayacak olması.Gün içinde ise 72-73 bin bandının üstüne tutunulursa 72 bin stop olarak kullanılabilir.Yön verecek durumun FED olduğu unutulmamalı.Buralar dip mi olacak yoksa daha aşağılarda oyalanacak mıyız hep birlikte takip edip göreceğiz.

Eregli Demir Çelik...

Ereğli'de bilançonun çok iyi geldiğini ve çok güzel beklentilerinin oluştuğunu belirmiştim.İsteyen tekrar yukarıdaki yazıya tıklayıp okuyabilir.



Üçgen formasyonunu yukarıya kırmış bulunmaktayız artık olumlu beklentilerin yanında teknik sebebimiz de oluşmuş durumda.Borsada günde bin ikibin puanlık düşüşler varken bizim hissemiz sağlam durdu.Son yaşanan olaylardan en az etkilenen hisselerden biri Ereğli Demir Çelik oldu.Üçgen formasyonun hedefine gelirsek orta vadede en az 3 tl seviyesini göreceğimizi düşünüyorum.

6.09.2013

MEVCUT TEHLİKELER, RİSKLER ve ALINMASI GEREKEN DERSLER

İktisat kuramına göre çoğunlukla gelişmiş ekonomiler cari işlemler fazlası verirken gelişmekte olan ülkeler cari işlem açığı verir.Kendi sermaye yatırımlarının ötesinde tasarruf fazlası bulunan gelişmiş ekonomiler, sermaye yatırım fırsatlarının yerli tasarrufları aştığı gelişmekte olan ekonomilere yatırım yapacaktır.Gelişmiş ekonomilerden gelen yatırımcılar, gelişmekte olan ekonomilerde borçları, hisse senetlerini, menkulleri satın alabilir, bunların hepsinde yüksek getiriler sağlamayı umarak aynı zamanda doğrudan yabancı yatırımlar da yapabilir.Böyle yatırımlar yaptılarında kimi zaman her iki taraf da yarar sağlayacaktır.Diğer zamanlardaysa sonuç krizler olacaktır.

Yüzyıllardır görmüş olduğumuz gibi, krizler hayli öngörülebilir bir gidişat izlemeye başladı.Yabancı yatırım bir ülkeye akar ve o  ya da bu şekilde bir varlık balonunu ateşler.Bu süreçte, özel tüketim artar ve yatırımlar patlarken, ülkelerin cari açığı büyür.Büyük mali açıklar ortaya çıkar ve borç ile kaldıraç birikir.Bir noktada balon patlar ve ekonominin değişik bölümleri acı çeker: kişiler, şirketler, finans kurumları  ve hükümet.En sonunda ülke borcunda temerrüde düşer; veya para birimi çöker; ya da her iksi birden aynı anda gerçekleşir.

Son yıllarda, dünyanın her yanında gelişmekte olan ülkeler bu sıfırdan zengin olma hikayesinin bir versiyonunu yaşamıştır.Nedenler fazlasıyla çeşitlilik gösterir.Tipik suçlu, büyük ölçüde artan bütçe açıklarıyla tetiklenen cari açıklar olur.Bütçe açıkları kendi başına kötü değildir: Bir ülke en sonunda kendisini daha rekabetçi kılacak, daha fazla mal ve hizmet üretip cari açığını en sonunda cari fazlasına dönüştürecek olan altyapı iyileştirmelerini finanse etmek için yurt dışına borçlanıyor olabilir.

Ne yazık ki, kamu harcamaları mahvoluşa giden yol da olabilir; özellikle, örneğin harcamalar alyapı yatırımları yerine hükümet görevlilerine yapılan ödemelere gidiyorsa.Ülkeler çeşitli yollarla büyük bütçe açıkları veriyor ve çok fazla borçlanıyor olabilir.En sonunda yabancı yatırımcılar borcu yenilemeye ayak direyebilir ya da yeniden borç vermeyi reddebilir.Bunun sonucu ülke borcu krizi olacaktır.Yakın geçmişte Latin Amerika'da, Rusya' da, Arjantin' de çıkan krizler buna örnek gösterilebilir.

Söylediğim gibi, bir cari açığın mutlaka ülke borcu temerrüdü ya da kur krizine dönüşmesi gerekmiyor.Gelişmekte olan bir ekonomi, ekonomisindeki yatırımları finansa etmek amacıyla yabancılara çok borçlanabiliyor.Doğal olarak bu yatırımlar ülkeyi ihraç edeceği daha fazla mal ve hizmet üretebilir hâle getirerek, borçlarını geri ödemesine ve umulan o ki, cari işlemler fazlası vermesine olanak verecektir.

Ama yabancı yatırımla büyüyen bir cari işlemler açığının tadı da kaçabilir.1990' larda Endonezya, Güney Kore, Tayland' da olduğu gibi.Bu ülkelerin hiçbiri önemli bütçe açıkları vermiyordu, daha çok, cari açıkları neredeyse tamamen özel sektör tasarruflarını aşan bir yatırım harcaması fazlalığından kaynaklanıyordu, aradaki fark yabancı yatırımcılar tarafından karşılanıyordu.Yine de cari açıkları yönetilmez seviyelere yükselmiş ve en sonunda bu ekonomiler çökmüştü.

Bu ülkelerden birinin cari açığı aşırı düzeylere ulaştığında, bazı yatırımcılar sonunda sinirlerine hakim olamayıp kaçardı.Merkez Bankası kurları eski seviyesinde tutmaya çalışırdı ama işe yaramazdı daha fazla yabancı yatırımcı sabit kurdan nakde döner, merkez bankasının rezervlerini boşaltarak kendi para birimini destekleme yeteneğinin altını oyardı.En sonunda, para birimi ile birlikte eski sabit rejimide çökmüş olurdu.

Bunları hatırlamakta fayda var artık dengeler değişiyor, farklı bir konjonktürdeyiz ve içine girdiğimiz yeni dönem iyi yönetilemezse tarih yeniden tekerrür edebilir.Türkiye' nin 2001 krizi gibi bir kriz geçirmesi pek olası gözükmese de ülkenin bu yeni dönemden zararı minumuma indirilmelidir.Bu dönemdeki en önemli görev TCMB'na düşüyor.

2.09.2013

SURİYE MÜDAHALESİ ve ERDEM BAŞÇI



Geçen hafta TCMB Başkanı Başçı faizin arttırılmayacağını söyleyerek piyasayı büyük bir hayâl kırıklığına uğrattı.Başçı bunun üstüne 'yükselir yükselir sonrada düşer' diye bir cümle kullandı, bilmiyorum ya bizde dalga geçti ya da Erdem Başçı serbest dalgalı kuru tam olarak kavrayabilmiş değil.

O kritik ay sonunda geldi aylardan eylül... Başımızda FED'in parasal genişlemeden çıkışını fiyatlaması gibi bir olumsuz bekleyiş varken geçen hafta Suriye'ye olası bir müdahalenin risk fiyatlaması karşımıza çıktı.

ABD Dışişleri Bakanı Kerry Suriye'den alınan örneklerde sarin gazı tespit edildiği açıkladı.Bundan sonraki süreçte Şam'a askeri operasyon yapılıp yapılmayacağı kongreye sunulacak, sonrasında karar olumsuz olsa bile Obama onay verdiği takdirde müdahale gerçekleşecek.Suriye'ye müdahale olacak bu biliyor ama müdahale ne şekilde, ne şiddette olacağı tam olarak bilinmiyor genel ortak görüş 2-3 gün süreyle önceden tespit edilen askeri bölgelerin füzeyle vurulmasıdır böyle olması gayet ılımlı ve mantıklı bir karar olacaktır.Kerry sarin gazı tespit edildi desede gerçekten böyle bir şey oldu mu bilmiyorum ama görünen o ki birileri Suriye'den uzun süredir rahatsız.Olası askeri müdahale abartılmazsa öyle söylendiği gibi bir savaş çıkması mantıksız.Ne ABD ne de Suriye olayların uzamasını istemez eğer ki Suriye'den bir karşı askeri saldırı gelecek olursa tekrardan BM'i ayağa kalkar ve bunun maliyeti milyarlarca dolar olur.

Bist ve TL bu durumdan memnun değil artan jeopolitk riskler piyasaları kötü etkiliyor.Borsa uzun zamandır düşüyor artık uzun vadeli kanal destek seviyesine geldik 63-65 bin destek bölgesi altına 2-3 günden fazla kapanış olabileceğini şimdilik beklemiyorum.ABD kongresi 9 eylülde toplanması bekleniyor en azından o zamana kadar piyasa askeri operasyon fiyatlamasını abartmaz, bunun dışında FED'in çıkış stratejisi unutulmuş değil.Bunlar büyük oranda piyasada fiyatlanmış olması ve BİST'in kanal desteğinde olması sebebiyle hızlı düşen borsamızın bu hafta tepki alımlarıyla bir miktar yükseleceğini düşünüyorum.

Başçı FED kararını bekleyip gördükten sonra supriz adımlar atacakmış henüz ne yapacağını tam olarak bilen yok ama atılan adımların piyasayı geçici rahatlatağı yönünde herkes hemfikir.Ayrıca Sn. Başçı'ya güvenecekmişiz ve kazançlı çıkacakmışız.Aklınızda bulunsun yıl sonunda da Başçı doların 1.92 dolar seviyesinde olacağını düşünüyor tıpkı yılın başında, bu senenin Türk Lirası'nın senesi olduğunu TL'nin doları döveceğini söylediği gibi !

1.09.2013

BORSADA KAZANMAK

 
Bir insan hangi konuda başarılı olmak istiyorsa ilk önce o konuda başarılı olmuş insanları araştırıp, başarıya nasıl ulaştıklarını öğrenmelidir. Konumuz sermaye piyasaları yani borsa, tahvil vb. ayrıca sermaye piyasaları kapsamına girmese de tezgah üstü piyasası kapsamında olan forex piyasasıdır. Belirtmeliyim ki forex piyasası yatırım yapmak için uygun bir yer değildir ancak spekülasyon yaparak para kazanılabilir. Buradaki ayrım yatırımın uzun vadeli olması spekülasyonun ise daha kısa vadeli olmasıdır. Forex piyasası kaldıraç ile daha az depozito ile daha fazla kazanç fırsatı sunsa da aynı zamanda kayıp olasılığını da arttırır neyse asıl konumuz sermaye piyasalarından borsadır.

Borsada kazanan insanların çoğu aşağıdaki özelliklere sahiptir.
  • Bilgi (teknik analiz, temel analiz, davranışsal analiz... )
  • Prensipler, kurallar ve bunları uygulayacak disiplin
  • Geçmişe yönelik testler ve deneyimler
Bunlar olmadan piyasadan kârla ile çıkıyorsanız bilin ki siz şanslısınız ama yine bilin ki şans her zaman sizinle olmayacak. Tüyo, kitlesel hareketler, eksik enformasyon, işleme girme sebebimizin geçmişte o hisse üzerinde nasıl ve ne kadarlık bir etki yarattığını bilmeden, prensip ve kurallarımızı yıkarak bir hisse senedi, emtia ve ya döviz alıyorsak olması gerekenden daha fazla risk alıyoruz demektir. Cümlede 'biz' gizli özne ! İşte bu yüzden Warren Buffet olamıyoruz.

Kâr elde etmemiz için geleceği tahmin etmemiz gerekmiyor elimizdeki girdileri toplayıp en uygun finansal enstrümanı almalıyız ya da açığa satmalıyız eğer piyasada yeni olanlar varsa gelecek hakkında tahminde bulunmak gibi hatalara düşecektir tecrübeli yatırımcı ve ya traderler asla şu şöyle olacak, şu fiyata gelecek gibi tahminde bulunmaz, olabilecek durumları tespit edip bu durum karşısında kendisinin nasıl bir davranış sergileyip ne yapması gerektiğini düşünür.Biri size kesinlikle şu hisse şu fiyata gelecek diyorsa o hisseden uzak durun genelde tersi gerçekleşir. Yapmamız gereken yukarıdaki saydığım kazanan yatırımcıların ortak özelliklerini kullanarak en uygun kararı vermek tabi ki bunları uyguladıktan sonra aldığım hisse hâla aldığım fiyatta ya da daha düşük seviyeye geldi deme gibi bir lüksümüz yok borsadaki risk yönetim stratejilerinden olmazsa olmazı çeşitlendirmedir. Örneğin 3 farklı sektörde 5 farklı senet alınız hangi hisseye ne kadar yatıracağınızı belirlemek için yükselme potansiyellerini, ne kadar süre o hisseyi elinizde tutacağınızı belirleyiniz. Böylece riski dağıtmış olacaksınız. Bunun yanında riskinizi dağıtmak adına belli oranda sabit getirili menkul değer alabilirsiniz her şey sizin kurallarınıza prensiplerinize bağlı sizi %100 haklı ve kazançlı çıkaracak bir strateji yok malesef.

İşleme girmeden önce hisseye ne kadar sermaye koyacağız, ne kadar bekleyeceğiz, nereye gelirse işlemden zararla çıkmalıyız (burada ilk başta kendimize söz versekte işleme girdikten sonra fiyat o seviyeye geldiğinde egomuz devreye girer ve sağlıklı düşünemeyiz işte burada disiplin devreye girmeli), hangi fiyat seviyesinde kâr ile çıkmalıyız gibi sorulara yanıt vermeliyiz çünkü;  hisse ya da herhangi finansal enstrüman aldıktan sonra bazı rasyonel olmayan duygularımız ortaya çıkar bunlar sağlıklı düşünmemizi engeller.

İşleme girdik ve işlemimizi zarar ile kapatmak durumunda kaldık diyelim şimdi yine bazı duygularımız devreye giriyor içimizden bir ses 'bir işleme daha gir en azından kaybettiğin miktarı kazan ve hemen işlemden çık' işte o ses yatırımcıları en çok zarara sokan duygulardan biridir.Kurallarımdan biri 'piyasadan öç almaya kalkışma !' dır.

Şimdide işlemimizin iyi bir kâr ile kapandığını düşünelim bu sefer farklı içsel seslerimiz devreye girecek 'sen bu işi biliyorsun daha fazlasını kazanabilirsin' bu sırada yatırımcının ağzınızdan salyalar akıyor olabilir peçete kullanmasını öneririm. En büyük kayıplara uğranılan zamanlar daima iyi geçirilen bir dönem ve ya kendimizin çok bilgili olduğunu düşündüğümüz zamanlardır. Kendinize engel olamıyorsanız bu zamanlarda piyasadan uzaklaşmak en mantıklı karardır.